Adrasan – Olimpos – Çıralı | Suluada: Yerli Maldivler

Ben öyle afilli mafilli cümleler kuramam pek. Sonuçta mühendis bir genç kızım. Çok da yüklenmemek lazım. Gel görelim ki konu Adrasan ya da Çıralı olunca onlarla ilgili bir sürü afilli şeyler yazmak istiyorum. İçimden fışkıran bir sevgi oluştu kendilerine. Senenin başında aldığımız bir karar var. Gelin onu hatırlatayım sizelere. Amsterdam seyahati dönüşüydü, Amsterdam’a da kaçıncı gidişimizdi artık, bir kere daha gidersek ögh gelecek gibi hissediyordum. Avrupa’dan bıkmışım, gözüm yenilik arıyor. Çok şükür Amerika ve Uzak Doğu artık yenilikler kattı gözüme. Dolar, Euro da aldı başını gitti. Bi hesapladım Türkiye’de gördüğümüz şehir sayısı, gördüğümüz ülkelerin sayısına bile denk gelmiyor. Dedik ki tamam madem öyle ülkemizi gezeriz. İlk Mardin ile başladığımız keşifte, “Bi’ dk ya burası hiç benim bildiğim ülkeme benzemiyor ki. Yok artık! Ne kadar da farklı, çok değişik bir kültür, bayıldım!” sözleri ağzımdan dökülüverdi. İşte böyle başladı Türkiye serüvenimiz. Gel gel Adrasan, Olimpos ve Çıralı’nın derinliklerine dalalım. Bakalım ne cevherler çıkacak oradan. 🙂

Eğer okutma, izlet derseniz alın size Adrasan – Olimpos – Çıralı videom. Bol bol drone görüntüleri de var. Biraz şenlikli bir video oldu.

Nerede Kalmalı?

Gelelim okumayı severlere. Öncelikle size başlıkta neden ayrılmaz üçlü dedim ondan bahsedeyim. Çünkü bunlar gerçekten bir birine çok yakın 3 şahane yer. Buyrun haritaya bakalım.

Gördüğünüz gibi üçü de çok yakın birbirine! 🙂

Eğer üniversite öğrencisi iseniz, dünyaca ünlü ağaç evlerde kalmak isterseniz; Olimpos

Sakin olsun bizim olsun, çocuk da var, yüzecek güzel bir plaj derseniz; Çıralı

Ailecek gideceğiz ama biraz da canlı olsun derseniz; Adrasan 

Bizim tercihimiz Çıralı’dan yana oldu, çünkü arkadaşlarımız kamp yapmak istedi. İlk kamp deneyimleri olacaktı. Olimpos’a oranla daha nezih kamp ortamı olsun diye Çıralı’yı seçtik.

Kaldığımız kamp yeri Engin Pansiyon’un kamp alanıydı. Biz keyif kampçıları olduğumuz için araba ağzına kadar dolu gidiyoruz. Keyif kampı için gerekli malzemeler yazım için tıklayabilirsiniz.

Kamp alanı baya bir ağaçlık!

Engin Pansiyon için yorumlarım; kamp alanı yan gelip yatmak, kafa dinlemek için güzel bir ortamdı. Deniz çok yakın, sabah uyanıp caretta carettaları gözlemleyebilirsiniz mesela. 🙂 Kamp alanında ayrı bir mangal alanı yapmışlar. Bunu da artı özelliklerden sayalım fakat tuvalet, duş olayı maalesef Türkiye’deki kamp alanlarında çözümsüz sanırım. Ben kesinlikle kullanamıyorum tabiri caiz mi değil mi bilmem ama leş gibi oluyorlar. Siz rahat bir insansanız bilemem, ben değilim ne yazık ki. Rahat bir duş ve tuvalet için 2 geceden sonra Side’deki yazlığımıza geçtik. 😀

Bu yazıda Olimpos – Çıralı – Adrasan diye 3’e ayırıyorum kolay anlaşılması için ama üçü de birbirine çok yakın lokasyonlar bence gitmişken hepsini bir araya bir tatilde toplayın.

OLİMPOS

Bu gezinin esas 3 bombası var. Yani bombastik yapılacak 3 şeyi. Spoiler: Caretta caretta, Yanartaş ve Suluada. O yüzden Olimpos arada kaynayacak. Fakat illaki görülmesi gereken bir yer olduğu için önemli bilgiler ve fiyatlardan bahsedeceğim. Yazının devamında gelsin eğlence.

Çıralı ve Olimpos’a karadan baksan sanırsın ki iki ayrı yerdeler. Oysa ki sahil tarafından bakınca 3 kilometrelik harika bir plajın arkasındaki iki dip dibe komşu olduğunu göreceksiniz. 🙂

Bu sahilin sonunda gördüğünüz yer Olimpos. Yani aslında denizden birleşikler, ama karadan sapak ayrılmış. Bak sen şu işe. 🙂

Olimpos tarafında sahilde gitar çalıp şarkılar söyleyen, eğlenen, kafa dinleyen üniversite öğrencilerini aklınıza getirebilirsiniz ve tabii ki o meşhuuur ağaç evlerini. Olimpos anlayacağınız genç üniversiteli mekanı.

Olimpos Antik Kenti

Olimpos Antik Kenti tarihe meraklılar için tam olarak bir cennet

Olimpos denince akla ilk olarak pek tabii Olimpos Antik Kenti gelecektir. Beydağları Milli Park’ının içerisine konumlanmış muazzam bir Antik Kent. Yani sıcağın altında cayır cayır kavrulmak yerine, ağaç gölgelerinin arasında antik kent gezebiliyorsunuz. Tarih severler burada; Helenistik, Bizans ve Roma dönemine ait tarihi yapıları detaylı bir şekilde inceleme şansı bulabilirler. Ardından çıkışta da mükemmel denizine kendinizi atıp serinlemenin doruklarını yaşayabilirsiniz. 🙂 Bir Antik Kent’e göre fazla hizmet barındırıyor. 😀

Fiyatlar;

Giriş ücreti:15 TL

Müze Kart: Ücretsiz

*Eğer müze kartınız yoksa ve öğrenciyseniz 20 TL‘ye müze kart alabiliyorsunuz. Yetişkinseniz fiyat 50 TL olacaktır. Avantaj bakımından Müze Kart sahibi olmak iyidir. 1 sene boyunca rahat edersiniz.

*İş Bankası kartınız varsa onun da müze işbirliği var aklınızda bulunsun.

ÇIRALI

Burası Çıralı sahili. Hemen arkasında konakladığımız Engin Pansiyon bulunuyor.

Ne yalan söyleyeyim benim favorim tatilde Çıralı oldu. Eskiden çok az bilinirmiş Çıralı’cığım, Olimpos’un gölgesinde kalırmış ama bugünlerde popülerleşmeye başladığı gözlerimle gördüğüm bir gerçek oldu. Gerek birazdan bahsedeceğim Yanartaş‘a yakınlığı olsun, gerek sabah kalkıp Caretta Caretta yumurta sayımına gitmek olsun, hiç bilemedin gün doğumu olsun benim favorim çok net Çıralı’dır. Çok tatlı bir çarşısı ve sevimli restoranlarıyla tam bir tatil beldesidir. İçinizi ısıtır.

Çıralı Sahili ve Büyüleyici Caretta Carettalar

Bir ucu Yanartaş, diğer ucu Olimpos olan 3 kmlik uzunca bir plaj. Sakince, çocuklarınızla doyasıya plajda eğlenmek isterseniz doğru adreslerden biri kesinlikle. Antalya’nın denizi sıcacık olur. Benim de çocukluğum bu denizlerde geçtiği için ben sıcak denizlere alışkınım. Ege sahillerinde tir tir titrerim. Başta eşim olmak üzere de tüm Egeli dostlarım Antalya denizine böyle deniz mi olur! Suda terledik derler. Hepinize cevabım: PEEEEEEH! Gelince denizden çıkmıyorsunuz ama saatlerce! Nabeeeer? Aralık – Ocak – Şubat hariç her ay Antalya’mın denizinde yüzülebilir. Bu da buraya küçük bir not. 🙂

Drone’un çektiği nokta bir uç, karşısı diğer uç. Yani Plajın uzunluğu tam olarak bu kadar.

Çıralı sahili; Her sabah turuncu topun yani namıdiğer güneşin doğuşunu izlemek için mükemmel bir atmosfer sunar. Güne bu şekilde başlamanın yanı sıra zamanını yakalarsanız, caretta carettaların yumurta toplama aşamasını da izleyebilirsiniz. Biz Ağustos sonunda gittiğimiz için çok şanslıydık.

Çıralı Sahili ülkemizdeki en önemli Caretta Caretta üreme merkezlerinden bir tanesi. Bu nedenle artık sahilde akşam vakitleri ateş yakmak, eğlenmek yasak. Hatta tümden sahile girmek yasak. Gönüllüler tarafından korunan sahil gündüz 05:00’a kadar ıssız kalıyor. Işık dahi yakmanın yasak olduğu plajda yapılan çabalar cevap vermiş ve caretta carettaların yuva sayısı oldukça artmış. Artık yumurtalarından çıkan minicik caretta carettalar, insanlar ya da ışıklardan etkilenmeyip denizin yolunu bulabiliyorlar

Merak etmeyin bir yandan kameramız gün doğumunu çekerken, bir yandan ben bütün aşamaları kaydettim. Hatta Ersin de denize yürüyen caretta carettayı çekti. Ekip görevde! 🙂

Biz de bir gece bekçi amca ile konuşmaya gittik. Muhabbet ilerlerken sabah saat 06.30’da yumurta sayımı yapacaklarını söyledi. Bizi de davet etti. Hepimiz de gitmek için can attık. Video’da aşırı güzel görüntüler var. Sabah olduğunda erkenden uyandık, sahile doğru yürüdük. Gün daha aydınlanmamıştı. Sahile varmamızla birlikte güneş doğmaya başladı. Harika bir gündoğumu karşımızdaydı. Birinci bonus cepte!

Benim tatlı minik turuncu topum! Günaydın! Bu manzaraya uyanılır bence!

İkinci bonus ise, caretta caretta gönüllüsünün gelip yuvayı açmasıyla başladı. İlk olarak eldiven giyip, nazik nazik kumları eliyle itiyor. Sonra sürpriz! Bir caretta caretta görüyoruz. Kumu delip yukarı çıkamadan ölmüş. Üzülüyoruz. Ardından bir tane, bir tane daha derken hooop canlı bir kamplumbağa, izleyenlerde çığlık kopuyor sevinçten. Caretta carettayı ters koyuyor görevli, halktan bir abla atlıyor düz çevirecek aklı sıra, sanki görevli bilmiyor ya ne yaptığını. 😀 Görevli sakince uyarıyor. Ters kalıp kasları gelişmesi lazım dokunmayın diyor. Biliyorum çok hevesli bir insanlarız da bazen biraz geride durmamız lazım bence. 😀

Ters duranlar canlı. Kasları gelişsin diye bekliyoruz. 🙂 Dokunmayın bak!

Derinleri kazdıkça boş çıkan yumurtalara rastlıyoruz  ya da döllenemeyen yumurtalara. Bizim saydığımız yuvadan 21 tane caretta caretta geceleyin doğal yollarla ulaşmış denize. 🙂 7 tane de canlı kaplumbağa güçsüz olduğu için yuvada kalmış ama hala canlı. Bunlardan 1 tanesi gücünü topladı düz döndü ve verdi kendini güneşe doğru. Güneşin izini süre süre denize ulaşmayı başardı. Kalan 6 tane de kovada yaşatılıp büyütülecek, sonra denize salınacak.

Güneşe doğru yolculuğu, pıtır pıtır ayak izleri bırakarak başladı. Yolun açık olsun. Kaptırma kendini büyük balıklara! 🙂

Hem güneşin doğuşu, hem deniz kaplumbağalarının hayata döndürülme çabasını izlemek, kelimenin tek anlamıyla büyüleyiciydi. Bu deneyimi ne bir dergi, ne bir blogda okumuştum. Tamamen şansa denk geldi. Eğer benim bloguma denk geldiyseniz siz de kendinizi şanslı hissedin ve Temmuz – Eylül ayları arasında yumurta sayımına gidin.

Yanartaş

Ben  burayı yıllar önce bir seyahat dergisinde görmüştüm o gün bugündür aklımda. Çıralı’da pansiyonların olduğu bölgeyi geçtikten sonra Yanartaş tabelalarını görebilirsiniz. Yani Çıralı’da konaklamıyorsanız bile, Çıralı’ya ayırdığınız günün sonunda Yanartaş’a gitmenizi öneririm.

Kayaların arasından usulca çıkan ateşler gece daha da büyüleyici oluyor. Bi tık cehennem hissiyatı da olmuyor değil. 😀

Peki neymiş bu yanartaş ya? Dünyada tek değil ama sadece bir kaç tane. Efsaneye göre Chimera denen ejderha yerin altında yatay bir şekilde duruyor ve yeryüzüne ateş fışkırtıyor. Bilimsel olarak ise yerin altında sıkışan başta metan gazı olmak üzere, diğer doğal gazların açığa çıkmasıyla alevleri meydana getirmesinden oluşuyor. Bunlar bildiğiniz doğal oluşum ateşler, gelip biri mangal yakar gibi yakmıyor yani.

Kimin cesareti var ateşler arasında fotoğraf çekmeye? Yorum yazın! 🙂

Kayaların arasında çıkan gazların yarattığı atmosfer sizi hayran bırakacak. Beni bıraktı yani. Bunun için size bir kaç tüyom var;

  • Giriş ücreti 7 TL
  • Aracınızı park ettikten sonra 1 km dağa tırmanmanız lazım. Bence çok zor değil, son 10 dk biraz yorulacaksınız ama değer.
  • Gittiğime değsin isterseniz; kesinlikle gün batımı saatlerinde gitmeniz lazım, hem aydınlık hem de karanlıkta bu atmosferi görme şansını elde edersiniz.  Gece inmek için kendime güvenmiyorum diyenlere son çağrı, 70 yaşında teyze ve amcaların oluşturduğu grup iniyordu.
  • İniş için yanınızda mutlaka el feneri bulunsun. Yavaş yavaş inersiniz.
  • Şarap içiyorsanız yanınızda mutlaka bulunsun. O atmosferle çok iyi birleşiyor. Alkol almıyorsanız da soda falan alabilirsiniz. İlla bir şey için yani taktım. 😀
  • Allah aşkına sucuk götürmeyin, babanızın mangalı değil orası doğal bir oluşum, yerdeki çatlakları sucuğun yağı ile kapatacaksınız mazallah. 😀 Hem kokuyor hem akıyor. Pislik yani.
  • Marshmallow bile daha mantıklı, onu da önermiyorum da illa yapcam derseniz; en azından akmıyor, kokmuyor. Çöpleri yanınızda götürürseniz yine bir nebze olabilir.
ADRASAN

Adrasan’ın güzel ve uzun sahili!

Antalya batısının uzun sahiline hoş geldiniz. Burası Çıralı’dan yaklaşık 30 km uzaklıkta. Oralara kadar gitmişken Adrasan’a mutlaka uğranmalı diye düşünüyorum. Canlı bir plajı var. Dilerseniz, uzun plaj boyunca yer alan şezlonglardan kiralayıp Adrasan’ın tadını çıkarabilirsiniz. Fakaaaat Melike’ciğim(Ayağımın Tozuyla blog sahibi)  sağolsun Adrasan gezi notlarında bu güzel gizli koydan bahsetmiş. Kendisini yıllardır takip ederim ve ilk araştırmalarıma acaba Melike gitmiş mi diye başlarım. Sonra da Instagram sağolsun tanıştık ve onu sevmekte çok haklı olduğum kanıtlandı. Melike’nin Adrasan yazısını okumak için tık tık.     

Melike’nin bahsettiği gizli koy: Adrasan sahilinin sonunda yol bitiyor ve sol yukarı doğru dönmeye başlıyor. Orada istikamet olarak Ford Otel’i belirleyebilirsiniz. Ford Otel’i gördükten sonra yaklaşık 4 dk boyunca yukarı çıkmaya başlayın. Güzel bir koy göreceksiniz. İnsanlardan ve çadırlardan tanıyabilirsiniz. Aşağı inmek için solunuzda çeşme göreceksiniz, sonra da kamp yapmak yasaktır tabelası. O tabelanın olduğu yerden iniş yerini gözünüzle seçebilirsiniz. 🙂 O kadar kalabalıktan sonra bu koy ilaç gibi gelecek. Suyu sıcacık ve berrak bir koy. Aşırı huzurlu. Biz gidince inanılmaz beğendik. Tekrar Melike’ye öpücükler. Aşağıdaki fotoğrafta bir güzel açıklıyorum tam olarak nerede olduğunu buyrunuz efenim.

Suluada: Türkiye'nin Maldivleri bulundu!

Ah ah ah sona en güzelini bıraktım resmen. Adrasan sahilden kalkan günlük tur tekneleri size güzel koylar vadediyor. İki tip tekne var. Biri sizi Suluada koylarında gezdiriyor. Diğeri Cenevi ve Sazak koylarında. Bizim zamanımız kısıtlı olduğu için ve ben deli gibi Suluada’yı merak ettiğim için hemen Suluada’ya gittik. Hiç bir abartma söz konusu olamaz. Aşağıda eşim Ersin’in çektiği drone görüntülerini hiç oynamadan koyuyorum. Gerçekler karşınızda. 🙂 Dilerseniz videoda çok fazla drone görüntüsü var. İzleyebilirsiniz. 🙂

Meğer böyleymiş Suluada. Drone’da görünce bize de sürpriz oldu. 🙂

Suluada turları Çıralı’dan da kalkıyor ama fiyatları 110 TL civarı. Aynı turlar Adrasan sahilden 80 TL’ye kalktığı için biz Adrasan sahilinden kalkmayı tercih ettik. Teknemiz Yusuf Kaptan teknesiydi. Bayram vakti sadece onda yer bulabildik diye gittik. Şansa bulduk ama hizmeti çok sevdik. Koylarda detaylı ve komik anlatımlar, halaylar, koylara isim takmalar ve hatta kaptanın icat ettiği Survivor isimli oyuna kadar her şey var. Ben balığı beğenmemiştim, yemiyordum. Kaptan farkedip bana başka türlü pişen bir balık getirdi mesela. Üstelik şikayetçi de olmamıştım. 🙂 Yani ben Yusuf Kaptan’ın teknesini öneririm. 🙂

Dev hizmet! Böyle de fotosunu koyarsam hemen tanırsınız tekneyi. Daha ne yapayım sizin için?

Suluada Türkiye’nin gerçek Maldivleri. Salda Gölü’ne Maldivler diyorlar ya yok öyle bir şey bence. 🙂 Gerçek Maldivler Suluada. Turkuaz deniz ve beyaz kumların yanı sıra deniz aşırı berrak. Kaptanın Miami Beach diye götürdüğü koy inanılmazdı. Denizin altı beyaz yumurta gibi taşlardan oluşuyordu. Suyun altında taşları birbirine vurarak sesler çıkardık. Mükemmeldi tek kelimeyle. Su aşırı berrak olduğu için tura şnorkel ve varsa aksiyon kamerası götürmenizi öneririm.

Şu güzelliğe bak, kafayı yerim ben. Tablo yapıp evimize asarım. Bundan böyle Suluada yenisi gelene kadar Türkiye’deki favori adamdır.

Hiç demeyin ki fotoğraflar oynanmış fotoğraflar o nedenle çok güzel görünüyor. Ben size oynamadan koydum. Yani seyahat dergilerindeki görüntüler gerçek. 🙂

Bizim zamanımızın yetmediği ama sizin yeterse gidin diyeceğim yerler:

  • Serinlemek için Ulupınar doğru adres, alabalık severseniz pek çok alabalık restoranı bulunuyor.
  • Phaselis Antik Kenti: Tarihe meraklılar, antik kent severler buralara kadar gelmişken Phaselis Antik Kent’ine de mutlaka uğrayın. Ardından kendinizi güzel bir denize bırakma şansınız da olacak.
  • Tahtalı Dağı: Phaselis ile birbirlerine çok yakın o nedenle iki rotayı birleştirebilirsiniz. Olimpos Teleferik’le dağa çıkabilirsiniz. Gidiş dönüş ücretler 33 Euro gibi uçuk rakamlar bence ama karar sizin. Fiyat tarifesi için tık tık.
  • Gelidonya Feneri: Türkiye’nin en yüksek konumlu deniz feneri imiş, manzarasının da muazzam olduğu resimlerde aşikar. E gitmişken bi el atılabilir.
  • Korsan Koyu: Gelidonya Feneri’ne gitmek isterseniz yakınlığı sebebi ile tercih edilebilecek, güzel bir koy burası da.
  • Ceneviz-Sazak Koyları: Adrasan ve Çıralı’dan bu koylara tekne kalkıyor. Dilerseniz daha farklı koylarla beraber günlük bir tekne turu yapın. Fakat bir ipucu bu koylara Adrasan civarındaysanız yürüyerek de ulaşabilirsiniz. 🙂

Tüm sorularınızı bekliyorum. İyi gezmeler. 🙂 

PS: Instagram’da baya etkiniz gelsenize.

instagram.com/serayinpusulasi

Youtube’u zaten söylemiyorum bile.

youtube.com/serayinpusulasi

Akyaka gezi notlarım için tıklayınız.

Related posts

KAMP 101 | Yeni Başlayanlar için Kamp Malzemeleri

Amsterdam Gezi Rehberi | 10 Maddede Amsterdam

Gazozcu Münire | İzmir Mekan Önerisi

1 yorum

Adrasan Koyu- Antalya Adrasan Gezilecek Yerler | Gezitta 11 Eylül 2018 - 12:54

[…] ve çevresi ile ilgili Seray’ın Pusulası da çok güzel bir Adrasan Gezi Rehberi hazırlamış. Bakalım beğenecek […]

Yorum yap